Seçimler ve Bilgi Kirliliği
14 Mayıs seçimlerinin ardından sosyal medyada bilgi kirliliği devam ediyor. Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Dezenformasyon Bülteni’nin 71’inci sayısını yayımladı ve 28 Mayıs seçimleriyle ilgili uyarılarda bulundu. Bu uyarıların başında, oyların geçersiz sayılmaması için zarfların içine birleşik oy pusulası dışında hiçbir şeyin konulmamasını istemesi bulunuyor.
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi sosyal medya hesabından paylaştığı açıklamada teröristbaşı Öcalan ile ilgili iddialara da tepki gösterildi. AK Parti’nin, Öcalan’ın hapisten çıkması için 2 kez Meclis’e yasa önerisi getirdiği, CHP’nin ise bu tasarının yasalaşmasını engellediği iddialarının gerçek dışı olduğu ifade edildi. Söz konusu tasarıların Öcalan’ın salıverilmesiyle ilgili değil terörle etkin mücadeleye ilişkin düzenlemeler olduğu belirtildi.
YSK, bazı partilerin oyunu sisteme eksik giriyor şeklindeki haberlerin gerçeği yansıtmadığı da belirtildi. İletişim Başkanlığı, görseller incelendiğinde, yanlış veri gösteren ekranın YSK sistemine değil, CHP sistemine ait olduğunu açıkça görüldüğünü belirtti.
Anadolu Ajansı’nın verileri bir siyasi partiden aldığı iddiasına gelince, 2 bin 500 çalışanla sahada ıslak imzalı seçim sonuç tutanaklarını toplayıp Anadolu Ajansındaki Seçim Takip Merkezi’ne gönderildiği, 300 personelin optik tanıyıcı sistemle sonuçları dijitalize ettiği ve abonelere aktardığı ifade edildi. Tutanaklar arasında ayrım gözetilmediğinin altı çizildi.
İtirazların ardından Şanlıurfa, Batman ve Mersin’deki AK Parti ve HÜDA-PAR vekillerinin HDP ve İyi Parti’ye geçtiği iddialarının da doğru olmadığı bildirildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, CNN International’a verdiği mülakatta, Sinan Oğan ile ilgili sözlerine yönelik iddialar da doğru değil. Mülakatta Erdoğan’a Sinan Oğan’ın ikinci turda kendisine destekte bulunması halinde bir teklif sunup sunmayacağı sorulmuş, Cumhurbaşkanı Erdoğan ise “Ben bu tür pazarlıkları hiç sevmem” şeklinde açıklamada bulunmuştu. Bu sözlerin yorum katılarak, “Sinan Oğan’ın isteklerine boyun eğmeyeceğim şeklinde” servis edildiği vurgulandı. Erdoğan’ın ise böyle bir ifade kullanmadığı hatırlatıldı.
Sonuç olarak, seçimlerle ilgili bilgi kirliliği sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde bir sorun olmaya devam ediyor. Bu nedenle, herkesin doğru bilgiye erişim hakkı olduğunu unutmamalıyız. Sosyal medyada paylaşılan bilgileri doğruluklarını kontrol etmeden paylaşmaktan kaçınmalıyız. Ayrıca, bu tür bilgi kirliliğine karşı mücadele etmek için resmi kaynaklardan gelen bilgileri takip etmeliyiz.,
News
