ABD ve İran arasındaki gerilim, 2018 yılında İran nükleer anlaşmasından çekildiklerini duyuran Donald Trump’ın başkanlık dönemiyle başlamıştı. Trump döneminde Tahran yönetimine karşı sert söylemlerde bulunmuş ve İran’ın ABD’ye karşı atacağı kötü adımlara bin kat fazlasıyla karşılık vereceklerini açıklamıştı. Kasım 2020’de Joe Biden ABD’nin yeni başkanı olarak seçildiğinde ise ABD-İran arasında diyalog süreci ağır basacağı beklentisi oluştu. Ancak, ABD’nin masaya geri dönmesi, Viyana’da sürdürülen müzakereler ve üçüncü ülkelerin girişimleri gibi adımlar somut bir fotoğraf ortaya koymadı.
Sonuç olarak, İran Nükleer Anlaşması (KOEP – Kapsamlı Ortak Eylem Planı) üzerinde neredeyse hiçbir ilerleme kaydedilemeyen bir başlık olarak masadaki yerini koruyor. İran bu süreçte de nükleer faaliyetlerine devam ediyor. İran’ın toplam zenginleştirilmiş uranyum stoku, şu anda KOEP limitinin 21 katından fazla. Daha kestirme bir söylemle İran bugün nükleer silah yapmak istese elinde birden fazla bombaya yetecek kadar uranyum var.
ABD yönetimi İran’ı geri adım atmamakla suçluyor, Tahran yönetimi ise ABD’nin anlaşma için çok küçük fedakarlıklar yaptığını söylüyor. Tahran yönetimi, ABD’nin kendisi ve müttefikleri tarafından uygulanan ambargoların tamamen kaldırılmasını, Washington yönetiminin müzakere masasından bir daha kalkmayacağını garanti etmesi talep ediyor.
İran bir yandan bunları bekleyip diğer yandan anlaşma için diyalog kapısını açık tutmak isterken aslında arka planda nükleer çalışmalarına da hızla devam ediyor. İran’ın uranyum stokunu yüzde 27 oranında artırması,
GÜNDEM
05 Aralık 2023GÜNDEM
05 Aralık 2023EKONOMİ
05 Aralık 2023GÜNDEM
05 Aralık 2023GÜNDEM
05 Aralık 2023GÜNDEM
05 Aralık 2023SPOR
05 Aralık 2023Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.