İstikrarın Kırılganlığı: Irak’ın Durumu
Irak, uzun yıllar boyunca savaş, çatışma, kan ve gözyaşı ile anılan bir ülke olmuştur. 2003 yılında ABD işgaliyle başlayan süreç, bugünlerde de devam ediyor. Irak’ın güney komşusu olarak, ülkenin istikrarı bizim için de önemlidir. Ancak Irak’ta yaşanan iç ve dış sorunlar, istikrarın kırılganlığına işaret etmektedir.
İran ve ABD başta olmak üzere, bölgesel güçlerin bilek güreşlerine sahne olan Irak, nükleer çalışmaları nedeniyle ABD öncülüğündeki Batı tarafından sürekli yaptırımlara maruz kalan Tahran yönetimi tarafından uzun bir süre, komşusu Irak üzerinden ABD’ye mesaj iletilmiştir. Bölgesel güçlerin nüfuz mücadelesi içerisine girdiği yer olan Dicle ve Fırat’ın döküldüğü Mezopotamya toprakları, Körfez ülkeleri, İsrail, AB ülkeleri ve Türkiye tarafından da yakından takip edilmektedir.
Irak’ın istikrarsızlığı, Saddam Hüseyin’in ABD işgaliyle devrilmesiyle başlayan süreçle daha da artmıştır. İşgalin hakim olduğu, bütün devlet sistematiğinin çöktüğü ülke, terör örgütleri için önemli bir merkez haline gelmiştir. El-Kaide’den DAEŞ’e neredeyse bütün terör örgütleri ya Irak’ta büyüdü ya da burada neşvu nema buldu.
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Saddam sonrası Irak’ın yaşadığı istikrarsızlığı özgürlük ve bağlardan kurtulma sonrası yaşanan bir dizi sorun olarak nitelendirmektedir. Ancak ülkeyi yönetmeye talip siyasi partilerin Şii, Sünni, Kürt olarak bölünmesi, Sudani’nin başbakanlığından önce 1 sene boyunca hükümet kurulamamasına sebep olmuştur. Partisi, seçimlerden birinci olarak çıkan Mukteda es-Sadr’ın diğer Şii oluşumların kurdukları Koordinasyon Çerçevesi ile giriştiği mücadele, Irak’ı uçurumun kenarına getirmiştir.
Başbakan Sudani, eşit Irak vatandaşlığı, yolsuzlukla etkin mücadele ve kaynakları yerinde ve akıllıca kullanma konusunda bir hükümet programına sahiptir. Zaten Başbakan olduktan sonra ülkeye yatırım çekme konusundaki çabaları, uluslararası toplum tarafından takdir edilmektedir. Ancak Irak’ın iç ve dış konjonktürü, Sudani liderliğindeki ülke için istikrar vadediyor olsa da, bu durumu ancak ihtiyatlı bir istikrar dönemi olarak tanımlamak mümkün olabilir. İçerideki kırılgan durum, organik bir çözümü ve gerçek istikrarı engellemektedir.
İstikrarın kırılganlığına işaret eden Irak’ın iç ve dış durumu, bölgesel güçlerin bilek güreşlerine sahne olmaya devam etmektedir. Ancak Sudani hükümeti, özellikle bölge ülkeleriyle sıkı ilişkiler geliştirerek ve ekonomik değer üretmek yoluyla istikrarı ortak bir değer haline getirerek, Irak’ın istikrarına katkı sunmaya çalışmaktadır. Bu yolda Türkiye’den Basra Körfezi’ne: Kalkınma Yolu Projesi ve Suudi Arabistan öncülüğünde Körfez ülkeleriyle atılan adımlar da önemli bir rol oynamaktadır. Ancak Irak’ın istikrarı, içerideki kırılganlık nedeniyle hala oldukça kırılgandır.
News
