İsrail’in Doğu Kudüs’teki Filistinli aileleri tahliye kararı, uluslararası toplumda büyük bir tepkiyle karşılanıyor. Kudüs İşleri Bakanlığı, Sub Leben ailesini 50 yıldır yaşadığı evden çıkarma kararının bir savaş suçu olduğunu açıkladı. Ailenin avukatları, İsrail’in tahliye kararının uluslararası hukuka aykırı olduğunu savunuyorlar.
Sub Leben ailesi, İsrail hükümeti ve yerleşimci grupların baskısına karşı 45 yıldır evlerini korumaya çalışıyor. Ancak İsrail makamları, evi boşaltmaları için aileye mühlet tanımıştı. İsrail’in tahliye kararı, yerleşimci grupların Doğu Kudüs’teki Filistinlilere yönelik baskılarının bir parçası olarak görülüyor.
Uluslararası toplum ise İsrail’in tahliye kararına sert tepki gösteriyor. Açıklamalarda, İsrail’in tüm zorunlu tahliye kararlarının, ev yıkımlarının, yerleşimcilerin sömürgeci faaliyetlerinin, Mescid-i Aksa’yı bölme girişimlerinin ve kutsal mekanlara saldırıların durdurulması gerektiği vurgulanıyor.
İsrail Adalet Bakanlığına bağlı Genel Muhafızlık birimi de yerleşimci örgütlerin Filistinli ailelere karşı tahliye davaları başlatması için yasal platform sağlıyor. Ancak bu durum, Filistinlilerin haklarını ihlal ediyor ve uluslararası hukuka aykırı bir davranış olarak görülüyor.
Sub Leben ailesinin mücadelesi, diğer Filistinli ailelerin de benzer durumlarla karşı karşıya kaldığını gösteriyor. İsrail, Filistinlilerin evlerini ellerinden alarak yerleşimci örgütlerin istilası altında bulunan Doğu Kudüs’teki yasa dışı Yahudi yerleşimlerini genişletmeye çalışıyor. Ancak bu, uluslararası toplumun büyük tepkisine neden oluyor ve İsrail’in uluslararası arenada yalnızlaşmasına sebep oluyor.
Sonuç olarak, İsrail’in Filistinlilere yönelik baskısı ve zorunlu göç politikaları, uluslararası hukuka aykırıdır ve büyük bir insanlık suçudur. Uluslararası toplumun İsrail’e karşı daha kararlı adımlar atması gerekiyor ve bu zulme son vermek için mücadele etmesi gerekiyor.
News
