Felicien Kabuga\’nın sağlık durumu yargılamaya devam etmek için uygun değil
Soykırım ve insanlığa karşı suçlardan yargılanan Felicien Kabuga, IRMCT tarafından yayınlanan bir kararda sağlık durumu yüzünden mahkum edilmeyeceği belirtildi. Kabuga, 88 yaşında ve \”şiddetli demans\” hastalığıyla mücadele ediyor. Mahkeme, Kabuga’nın sağlık durumunun izlenmeye devam edeceğini ve yargılamaya eldeki deliller ışığında devam edileceğini belirtti.
Tutukluluğun sona ermesi için duruşmalar daha sık ve erken yapılacak
Kabuga hakkında mahkumiyete hükmedilmeyeceği kaydedilen kararda, kendini savunamayacak durumda olan Kabuga hakkında mahkumiyet kararı verilemeyeceği ifade edildi. Ancak yargılamaya eldeki deliller ışığında devam edileceği vurgulandı. Mahkemenin kararında, Kabuga’nın sağlık durumu nedeniyle yargılamanın devamındaki duruşmalara katılmasının zorunlu tutulmadığına dikkat çekildi. Tutukluluk halinin sona ermesi için duruşmalar daha sık ve erken yapılacak.
Soykırım mağdurları mahkemenin kararını eleştirdi
Soykırım kurbanlarında hayal kırıklığı yaratan karar, bazı soykırım mağdurları tarafından eleştirildi. Kabuga, soykırımı finanse etmek ve kurduğu radyodan soykırım propagandası yapmakla suçlanıyor. IRMCT Savcılığı, Kabuga’nın Tutsilere karşı işlenen soykırımında kilit rol oynadığını iddia ediyor.
Ruanda’da Hutu etnik grubuna bağlı milis güçlerin Tutsi ve muhalif Hutulara karşı gerçekleştirdiği soykırımda 100 günde 800 bin kişi hayatını kaybetti. Kabuga, soykırımı finanse etmek ve kurduğu radyodan soykırım propagandası yapmakla suçlanıyor.
Yargılama süreci
Kabuga, Temmuz 1994’te İsviçre’ye sığınan ve bu ülkeden sınır dışı edildikten sonra Kongo Demokratik Cumhuriyeti’ne gitti. Kabuga, Temmuz 1997’de ve 2003’te Kenya’nın başkenti Nairobi’de düzenlenen polis operasyonlarından kaçmayı başardı.
Mayıs 2020’de Paris’in banliyölerinden Asnieres-Sur-Seine’de sahte kimlikle yaşadığı evinde gözaltına alınan Kabuga, Paris Temyiz Mahkemesindeki adli işlemlerinin ardından soykırım ve insanlığa karşı suç işlemekten yargılanmak üzere IRMCT’ye teslim edildi.
Bağımsızlıktan soykırıma
1922’den 1959’a kadar Belçika sömürgesinde yaşayan Ruanda’da, Tutsiler ülke siyasetinde etkili olmalarına rağmen bağımsızlık sürecinde sürgüne zorlandı. 1 Temmuz 1992’de bağımsızlığını kazanan Ruanda’da, Tutsileri göçe zorlayan diğer etnik grup Hutular Belçika’nın desteğiyle hükümet kurdu.
Sürgüne gönderilen Tutsiler, 1963-1967’de Ruanda’ya geri dönmeye çalıştı, ancak başarısızlığa uğrayan Tutsiler büyük bir katliama uğradı. Çıkan olaylarda 20 bin Tutsi öldü, 300 bini yerlerinden edildi.
Gregoire Kayibanda, 1961’de askerlerin ve politikacıların baskısı altında Ruanda’nın ilk Devlet Başkanı seçildi. Seçilmesinin ardından Hutuların desteğini kazanmak için Tutsilere karşı propaganda başlattı. Bu durum Tutsilere karşı yeni bir şiddet ve göç dalgasına neden oldu. Kayibanda, tüm yaptıklarına rağmen Hutulu askerler tarafından darbe ile indirildi.
Kayibanda’nın ardından göreve gelen Juvenal Habyarimana ise Batı ile iyi ilişkiler kurmayı denedi. Kayibanda kadar ayrımcı politikalar izlemese de onun döneminde okullarda, üniversitelerde ve iş alanlarında Tutsilere ayrılan yüzde 10 kotası devam etti.
GÜNDEM
05 Aralık 2023GÜNDEM
05 Aralık 2023EKONOMİ
05 Aralık 2023GÜNDEM
05 Aralık 2023GÜNDEM
05 Aralık 2023GÜNDEM
05 Aralık 2023SPOR
05 Aralık 2023Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.