Çin, Orta Doğu’da ABD’nin Yerini Alıyor mu?
ABD’nin Orta Doğu’daki petrol tüketimini azaltması, Çin’in bölgedeki varlığını artırıyor. Son zamanlarda Çin, Suudi Arabistan ve İran arasındaki diplomatik ilişkileri yakınlaştırmaya çalışıyor. İki ülke arasındaki anlaşma, İran’ın Riyad’daki büyükelçiliğinin ve Cidde kentindeki başkonsolosluğunun yeniden açılmasını sağladı. İki ülke arasındaki yakınlaşma, Çin’in Orta Doğu’da ABD’nin yerini almaya çalıştığına dair bazı soruları gündeme getiriyor.
Siyasi analistler, Çin’in Orta Doğu ülkeleriyle yakınlaşmasını iki ana nedenle açıklıyorlar. İlk neden, ABD’nin Orta Doğu’daki en büyük petrol tüketicisi olmamasıdır. Çin ise öyledir. İkinci neden ise Çin’in hem Suudi Arabistan hem de İran’la dostane ilişkileri olduğunu savunuyorlar. Pekin yönetimi, Orta Doğu bölgesinin diğer ana krizi olan “Filistin-İsrail” meselesine de aracılık etmeye istekli olduğunu yineledi.
Çin’in Orta Doğu ile yakınlaşmasının nedenleri arasında ekonomik hedefler de yer alıyor. Çin Devlet Başkanı Şi, Riyad ziyareti sırasında Çin-KİK Zirvesi’nde “Çin yuanının petrol ve doğalgaz ticaretinde kullanılmasını” Pekin’in öncelikleri arasında saydı. Çin’in Orta Doğu’daki ana hedefleri ekonomik ve ticari işbirliği. Bu hedeflerin yakalanabilmesi için Orta Doğu’da istikrara ihtiyaç duyulduğuna vurgu yapan siyasi analistler, Çin’in bölgede barış için baskı yaptığını belirtiyorlar.
Pekin yönetimi, Orta Doğu ülkeleriyle ilişkilerinde ABD’den farklı bir yaklaşım izliyor. Çin’in Orta Doğu’daki varlığı, ABD’nin Orta Doğu’daki hegemonyasına doğrudan bir meydan okuma olarak görülebilir. Ancak, Çin’in Orta Doğu’daki varlığı, bölgedeki barış ve kalkınma için en büyük garantidir. Çin, Orta Doğu’daki ilişkilerinde ABD hegemonyasına karşı değil, barış ve istikrar için çalışıyor.
News
